Türkiye Etki Yatırımları için Düğmeye Bastı
Etki yatırımı Türkiye için nispeten yeni bir kavram. Mart 2020’de Türkiye’de bir etki yatırımı platformu kurmaya karar verdiğimizde bu platformun farkındalık yaratmak ve etki yatırımı için bir ekosistem oluşturmak açısından çok faydalı olacağını düşünüyorduk. O tarihte UNDP IICPSD ve Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi tarafından Kasım 2019’da yayınlanan Etki Yatırımcı Ekosistem Raporu, konu ile ilgili içerik sağlayan tek yol haritasıydı.
Etki yatırımını savunuculuğu konusunda kendimizi konumlandırdığımız o tarihten bu yana, etki yatırımı ile ilgili diyaloğu başlatmak için kilit paydaşlarla iletişim halindeyiz. Başkalarının yaşamı ve çevre için olumlu etki yaratmayı kapsayan yeni ekonomik model ve araçlara olan ihtiyacı çerçevelemek, yalnızca kar elde ediyor olmanın ve risk yönetiminin artık yeterli olmadığı gerçeği, Türkiye’nin küresel yatırım trendlerini de takip etmesini gerekli kılıyor.
8 Mart 2021’de İstanbul’da düzenlenen 11. Boğaziçi Zirvesi, Türkiye’nin etki yatırımı ve ekonomisine adım atma niyet ve motivasyonunun anlaşıldığı, çığır açan bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın etki yatırımının öneminin altını çizdiği ve etki yatırımı modeline devletin vereceği desteği vurguladığı onursal açılış konuşması ile Türkiye’de etki yatırımları için bir anlamda düğmeye basılmış oldu.
Boğaziçi Zirvesinde gerçekleşen Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Yatırım Haritası’nın lansmanı, SKA odaklı yatırımları dolayısı ile etki yatırımlarını artırmak için önemli bir adım. Harita, belirli yatırımların ve iş modellerinin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşma bakımından nasıl ilerlediğine dair ayrıntılı bilgi sağlayan mükemmel bir araç. SKA Yatırımcı Haritası’nın lansmanını, yatırım zihniyetindeki değişim ihtiyacını; sadece finansal getiri için değil, aynı zamanda sosyal veya çevresel pozitif etki için yatırım yapıyor olmak gereksinimi konusunda mutabık olan ve farklı sektörlerden gelen panelistlerin yer aldığı Politika Diyaloğu Paneli takip etti. Tüm bu etkinlik, Türkiye’nin SKA odaklı yatırımlar ve etki yatırımları konusunda yerel ve uluslararası sermaye sahipleri arasında verimli bir başlangıca ve devam eden eylemi kolaylaştırmaya hazır olduğunu ve motivasyonunu gösterdi.
Covid-19 salgınına maruz kalmış bir dünyada, Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşmak adına mevcut küresel zorluklara ek olarak, işbirliği ve ortaklığa her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. 2,5 trilyon dolarlık finansman açığını kapatmak, hükümetler, bağış kurumları ve kalkınma bankaları üzerindeki finansman yükünü hafifletmek için işbirliği gerekmektedir. Zorluklara rağmen yatırımcılar arasında sermayelerini; yoksulluğu ve eşitsizliği azaltırken, sağlığı ve eğitimi geliştirirken ve çevreyi korurken güçlü finansal getiri sağlayan faaliyetlere yönlendirmeye yönelik artan bir ilgi var.
Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak, ilgili yatırımları gerçekleştirebilmek ve genişletmek için özel sektörü plana dahil etmek yarının değil, tam da bugünün konusu olmalıdır.
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile ilgili yatırımlardan bahsetmişken, yatırımcıları gerçekleştirecekleri yatırımları ile olumlu olduğu kadar ölçülebilir sosyal ve çevresel etkinin nasıl yaratıldığı konusunda bilgilendirmek hayati önem taşıyor. SKAlar ile ilgili yatırımları kısıtlayan en büyük zorluk, yatırımcılar için güvenilir projeleri belirlemenin zorluğudur.
SKA Yatırımcı Haritası, politika yapıcıları bilgilendirirken özellikle alt sektörel ve alt bölgesel kalkınma ihtiyaçlarını gözeterek, ulusal öncelikleri ve kalkınma ihtiyaçlarını belirleyen etki istihbaratı sağlayan kanıta dayalı bir araçtır.
Türkiye SKA Yatırımcı Haritası, UNDP Türkiye ve UNDP Özel Sektör Merkezi tarafından Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi işbirliği ile, 9 öncelikli sektör ve 14 alt sektörde belirlenen 27 yatırım fırsatı alanını içeren bir kılavuz olarak geliştirilmiştir.
2020 yılı itibarıyla, etki yatırımı için yönetilen varlıklar küresel olarak 715 milyar dolara ulaştı. Ancak, etki varlıklarının coğrafi dağılımında hala büyük farklılıklar bulunmaktadır. 2020’de Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesi ile Doğu Avrupa, Rusya ve Orta Asya bölgesi etki varlıklarından, sırasıyla yalnızca % 2 ve %6 pay aldı. Düşük bölgesel paya rağmen, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesi, son birkaç yılda %43 bileşik yıllık büyüme oranı ile etki yatırımlarında en yüksek büyümeyi kaydetti.
Birden çok kıtayı birbirine bağlayan stratejik bir konumda bulunan Türkiye, hem Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesi hem de Doğu Avrupa, Rusya ve Orta Asya bölgesi pazarlarıyla ilgilenen etki yatırımcılarına hitap ediyor. Türkiye için Sosyal Etki Tahvilleri ve Yeşil tahviller ile İslami finans piyasasında da büyük bir potansiyel var. Yeşil Sukuk aynı zamanda geleneksel yatırımcılar, yeşil yatırımcılar ve İslami yatırımcılar gibi her anlayıştan yatırımcıyı kendine çeken yenilikçi bir finansal araçtır.
Türkiye nispeten gelişmiş bir finansal pazara sahip olmakla birlikte, bölgede gözlemlenen kalkınma zorluklarını hafifletmeye yönelik sosyal ve çevresel etki yaratmak için hala birçok fırsat bulunmaktadır. Türkiye, büyüyen bir girişimcilik ekosisteminin yanı sıra, finansal kârı olumlu bir kalkınma etkisi ile birleştirmenin temelini oluşturmak için daha yakından incelenmeyi hak eden, gelişmekte olan bir sosyal girişimcilik ağına da ev sahipliği yapmaktadır.
Etki Yatırımcı Ekosistem Çalışması, mülteci geçim kaynakları, kadınların güçlendirilmesi, yenilenebilir enerji, sağlık teknolojisi ve finansal katılım olarak Türkiye’de en yüksek etkinin yaratılabileceği beş kilit alanı göstermektedir. Bu kilit alanların Türkiye’deki girişimcilik faaliyetleri ile uyumlu hale getirilmesi için sermayenin artırılması ile etki ve ölçeklendirme modelleri kritik önem taşır.
Türkiye’de etki yatırımının arz tarafına baktığımızda;
Kalkınma Finansmanı Kurumlarından bankalara ve özel sermayeye kadar çeşitli aktörler tarafından güçlü bir finansal sermaye arzı olduğunu gözlemliyoruz.
Temiz Teknoloji Fonu (CTF), AB Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) fonları, Küresel Çevre Fonu (GEF) fonları ve İsveç Uluslararası Kalkınma İşbirliği Ajansı (SIDA) Cinsiyet Fonları gibi büyük küresel fonlara önemli bir erişim bulunmaktadır.
Türk bankacılık sektörünün sosyal ve çevresel sürdürülebilirliğe katkıda bulunma konusunda güçlü bir eğilim sergilediğini görüyoruz.
2019 yılında altı büyük Türk bankası, Birleşmiş Milletler Çevre Programı Finans Girişimi tarafından desteklenen sorumlu bankacılık ilkelerini benimseyen 47 trilyon doları aşan varlığı yöneten 130 banka arasına girdi.
Türkiye, gelişmiş ekonomilere kıyasla daha genç bir nüfusa sahiptir ve ekonomide nispeten genç bir sosyal girişimci ağını destekleme potansiyeline sahiptir. Özel Sermaye ve Girişim Sermayesi, hükümet tarafından sağlanan son vergi indirimleri sayesinde -tıpkı melek yatırımların arttığı gibi- yükselişe geçmiş bulunmaktadır.
Sağlık ve refah, eğitim, temiz teknoloji, tarım teknolojisi, enerji ve sosyal fayda gibi etki potansiyeli yüksek sektörlere yapılan yatırımlar, yatırım anlaşmalarının arasında her yıl artan bir paya sahiptir.
KOSGEB, TÜBİTAK ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın kilit sağlayıcılar olduğu erken dönem yatırımların en büyük kaynağı Kamu sektörüdür.
Türkiye’de, çoğu sosyal refah yetkisi ile büyük ölçüde örtüşen toplam 5.636 vakıf, etki yatırımlarına kanalize edilebilecek büyük meblağlarda varlıkları yönetmektedir.
Etki Yatırımını Talep Yönünden İncelediğimizde ise:
Türkiye, Güneydoğu Avrupa’nın en büyük kuluçka merkezi olarak konumlanmıştır ve yılda 550’den fazla start-up kurulmaktadır. Start-up yatırımının yılda 200 milyon dolara ulaşması bekleniyor. Girişimcilik ekosistemi Girişimcilik Göstergelerinin ışığında; AB ortalaması ile karşılaştırıldığında Türkiye’nin güçlü yönlerinden biridir.
Türkiye’deki etki yaratan işletmeler özellikle İyi Sağlık ve Refah (SKA3), Kaliteli Eğitim (SKA4), Uygun Fiyatlı ve Temiz Enerji (SKA7) ve Sorumlu Tüketim ve Üretime odaklanmaktadır. Türkiye’de sosyal girişimler arasında % 47’si genç, % 55’i kadın ve % 83’ü yüksek eğitimlidir.
Sağlayıcılar söz konusu olduğunda;
Türkiye’de Etki Yatırımı faaliyetlerine hizmet eden güçlü bir kolaylaştırıcı ortamın olduğu söylenebilir. Teknolojiye dayalı girişimler için kuluçka merkezleri, hızlandırıcılar ve teknoparklar, etki yatırımı göstergeleri ile uyumlu olacak şekilde konumlandırılmıştır. Bunun yanında Türk üniversitelerinde etki yatırımı faaliyetlerini teşvik etme eğilimi vardır.
Türkiye’de var olan hayırseverlik ve girişimcilik kültürü, etki yatırımı için büyük bir potansiyelin temellerini atmış olsa da, özel sektör finansmanı kullanılarak etki yatırımı için halihazırda bulunan yüksek potansiyel hayata geçirilebilir.
2019’da hazırlanan Etki Yatırımcı Ekosistem Raporu, Türkiye’yi hem yerel hem de bölgesel bağlamda ciddi kalkınma zorluklarını aşmak için finansmanı harekete geçirecek bir etki yatırımı ekosistemi başlatmak konusunda gelecek vaadeden bir ülke olarak tanımlıyor. Türkiye pazarı, etki yatırımı için birçok ilk hamle avantajı sunuyor ve bu ekosistemin oluşturulmasına dahil olmanın hem hükümete hem de özel sektöre sunabileceği birçok avantaj bulunuyor.
Türkiye’deki fırsatları değerlendirmek ve etki ekonomisine geçişi yönetmek için, Etki Yatırımları için Ulusal Danışma Kurulu oluşturmak çok önemli bir adımdı. Türkiye Etki Yatırımları Ulusal Danışma Kurulu bu yıl Mart ayı sonunda kurulması bekleniyor. Türkiye Ulusal Danışma Kurulu’nun kurucuları arasında Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası, Etki Yatırım Platformu Etkiyap, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, UNDP Özel Sektör Merkezi ve UNDP Türkiye yer alıyor.
Türkiye Ulusal Danışma Kurulu bir platform görevi görecek ve Türkiye’de etki yatırımlarının geliştirilmesini kolaylaştıracaktır. Temel amaç, etki yatırımlarının büyümesini sağlamak için kolaylaştırıcı bir ortam yaratmak ve Türkiye’de etki yatırımının ana yatırım seçeneği haline gelmesi için etki yaratma vizyonuyla iyi işleyen bir ekosistem oluşturmaktır.
Türkiye Ulusal Danışma Kurulu, etki yatırımını tanıtmak ve teşvik etmek için gerekli stratejik öncelikleri belirleyerek, etki ekonomisini geliştirmek üzere devlet kurumlarını ve özel sektör paydaşlarını harekete geçirecek bir yapı olacaktır. Devlet kurumlarına, kamu sektörü sermayesine ve özel sektör sermayesine öncelik veren kapasite geliştirme faaliyetleri, faaliyetlerin merkezinde yer almakla beraber, farkındalık yaratma ve etki yatırımları için ortak bir dil oluşturma faaliyetleri de önceliklendirilecektir. Bunun yanında, tüm sektörler arasında etki ölçümü ve yönetimi konusunda somut bir anlayış geliştirmek ve ulusal bir etki yönetimi çerçevesi oluşturmak da Ulusal Danışma Kurulu’nun bir diğer önceliği olacaktır.
Türkiye Ulusal Danışma Kurulu’nun oluşmasında Etkiyap’ın rolü bu oluşumun koordinasyonunu yürütmektir. Etkiyap, Türkiye’de etki yatırımı konusunda farkındalık yaratmak ve etki yatırımları için bir ekosistem oluşturmak amacıyla kurulmuş olan Etki Yatırım Platformudur. Etkiyap ayrıca Türkiye’de etki ölçümleme ve yönetim araçları ve metriklerini tanıtmayı ve etki bonolarını hayata geçirmeyi hedeflemektedir. Türkiye’de bir Etki Yatırımı Danışma Kurulu oluşturulması sürecinde bu amacı yerine getirmek üzere oluşan ve anahtar paydaşlardan oluşan Etki Yatırımı Çalışma Grubu üyeleri nezdinde Etki Yatırımı Derneği’nin Ulusal Danışma Kurulu’na ev sahipliği yapması konusunda fikir birliğine vardı. Çok yakında ilk resmi toplantısını gerçekleştirecek olan Ulusal Kurul akabinde kuruluşunu kamuoyu ile paylaşması bekleniyor. Etkiyap’in ana hedeflerinden biri olan “etki yatırımları için bir ekosistem oluşturma” fonksiyonu Etki Yatırımı Danışma Kurulu’nun resmen kurulmasıyla hayata geçmiş olacak ve Türkiye’nin “etki yatırımı gündemi” oluşmaya başlayacaktır.