2050 yılında net sıfır sera gazı hedefine ulaşmayı taahhüt eden İngiltere, finans sisteminde de bu hedefi destekleyecek reformları gündemine aldı. Bu çerçevede, iklim değişikliği ile ilgili finansal olan ve finansal olmayan verilerin şirketlerce açıklanmasını zorunlu kılan bir sisteme geçiş yapılırken, İngiltere’nin aynı zamanda ilk yeşil devlet tahvilinin de çıkarılacağı ve yeşil taksonomiye geçileceği Maliye Bakanı Rishi Sunak tarafından geçtiğimiz hafta açıklandı.
Son yıllarda, ESG (Environmental-Social-Governance) kriterlerini yatırımlarında kullanan şirketlerin giderek artmakta olduğunubiliyorduk. Ne var ki, bu tür girişimlerde karşılaşılan en büyük engel, yatırımların faaliyetlerinin belirlenmesini, yatırımın etkisinin ölçülmesini ve analiz edilmesini sağlayacak tutarlı ve güvenilir verinin olmayışı idi. İngiltere’de bu eksikliği bertaraf etmek için oluşturulan İklim Değişikliği ile İlgili Finansal Verilerin Açıklanmasına dair Çalışma Grubu( Task Force on Climate-related Financial Disclosures- TCFD) bu konuda atılacak adımları belirlemede yol gösterici olacak.
2015 yılında Finansal İstikrar Kurulu (Financial Stability Board) tarafından kurulan İklim Değişikliği ile İlgili Finansal Verilerin Açıklanmasına dair Çalışma Grubunun görevi şirketlerin tutarlı raporlama ve açıklama standartlarını geliştirmek ve diğer taraftan yatırımcılar ile diğer paydaşlar için, şirketlerin iklim değişikliği ile ilgili finansal risklerini değerlendirebilmelerini sağlayacak bir sistem oluşturmaktı. Grubun bu konudaki ilk çalışmaları 2017 yılında yayınlanmıştı.
Bu yeni düzenlemeye göre, ‘uyum göster veya açıkla’ yaklaşımının ötesinde, 2023 yılından itibaren iklim değişikliği ile ilgili açıklamaların zorunlu hale getirilmesi, 2025 yılı itibariyle de hem finansal olan hem de finansal olmayan sektörlerde bu kuralın uygulamaya geçmiş olması planlandı.
İklim değişikliğini gideren projelerin ve buna ilişkin altyapı projelerinin desteklenmesi ve yeşil ekonomi için istihdam yaratılması için çıkarılacak olan yeşil devlet tahvili ile 2050 net sıfır sera gazı hedefinin yakalanması amaçlanıyor. Ard arda çıkarılacak yeşil tahvillerle yatırımcılardan gelen talebin de karşılanacak, zira geçtiğimiz ay varlık yöneticileri ve yatırımcılardan oluşan ve 10 trilyon GBP’lik bir hacmi temsil eden bir grup yeşil devlet tahvilinin çıkarılması ve yeşil ajandaya geçilmesi konusunda İngiliz hükümetine çağrıda bulunmuştu.
İngiltere’de yeşil taksonomi çerçevesinde, çevresel olarak sürdürülebilir faaliyetlerin neler olduğu, sürdürülebilir ekonomiye geçiş sürecinde şirket faaliyetlerinin ve yatırımlarının yarattığı etkinin anlaşılması için ortak bir zemin oluşturulması bekleniyor. Diğer taraftan İngiltere taksonomisinin, AB taksonomisinin metriklerini esas almasına karar verildi.
AB Taksonomisi nedir?
Avrupa Birliğinin 2019 yılının Kasım ayında çevre ve sürdürülebilirlik konusunda atacağı adımları belirleyen Avrupa Yeşil Mutabakatı ( EU Green Deal) 2050 yılına kadar net sera gazı emisyonlarının sıfırlanmasını, yeşil ekonomi için daha çok istihdam yaratılmasını ve yaşam kalitesinin artırılmasını hedefliyordu. Bu çerçevede gerçekleşmesi beklenen dönüşümün hayat geçmesi için:
- Avrupa Yeşil Mutabakatı Yatırım Planının
- Adil Dönüşüm Mekanizmasının
- Avrupa İklim Yasasının
- Avrupa Endüstriyel Stratejisinin
- Döngüsel Ekonomi Eylem Planının oluşturulması öngörülmüştü.
Avrupa Birliğinin, Yeşil Mutabakat ile üye ülkelere getirdiği standartların sadece Avrupa Birliği ülkelerinin kendi aralarında değil, Avrupa Birliği dışındandaki ülkelerle ilişkilerde de uygulanacağı biliniyor.
Temmuz 2020’de Avrupa Birliği, Covid-19 sebebiyle oluşan ekonomik krizin etkilerini hafifletmek amacıyla üye ülkelere dağıtılmak üzere hibe ve düşük faizli kredilerden oluşan 750 milyar Euro’luk tahvil çıkarmayı kararlaştırmıştı. Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen, Avrupa Birliğinin bu fonun 1/3’ünün yeşil tahvil olarak çıkarılacağını ifade etmişti. Avrupa Birliğinin yeşil tahvil çıkarma kararı, bu pazarın büyümesi için itici güç oldu ve yeşil tahvil piyasasına olan ilgiyi artırdı. COVID-19 ile çevre, iklim değişikliği, karbon emisyonu gibi konularda insanların ve kurumların farkındalığının arttığı gözlemlenirken, yeşil tahvil pazarının da büyümeye başlamasıyla fonlar yatırımcılarının artık çevre, iklim temalı yatırımlara yönelmeye başlaması bekleniyor. 2019 yılında küresel ölçekte şirketlerin, devletlerin ve finansal kurumların çıkardığı yeşil tahvillerin değerinin 185.6 milyar GBP’yidulduğunu, 2018 yılında bu değerin 108 milyar GBP olduğunu görüyoruz. Avrupa Birliğinin yeşil finansmanla ilgili taksonomisinin 2021 yılında yürürlüğe gireceğini hatırlarsak dünyanın giderek sürdürülebilir ve döngüsel ekonomiye doğru evrildiğini söyleyebiliriz.