İklim Krizinde Kadının Adı Yok!

Kategori: Etki Yatırımı, Rapor Tarih: 11 Haziran 2022
4

İklim krizi sorunsalı, ülkelerin jeopolitiğinden ekonomilerine kadar her alanı etkiliyor. Göç, şehirler, tüketici alışkanlıkları derken iklim değişikliğinin adeta dokunmadığı, etkilemediği bir alan yok! Artık her konuya iklim değişikliği filtresiyle bakmamız kaçınılmaz. İklim değişikliğinin en vahim sonuçlarından birisi de kadınların ve kızların bu krizin en çok zarar gören kesimi oluşturmaları. Bundan iklim değişikliğinin cinsiyet ayrımına neden olan bir olgu olduğu sonucunu çıkarabilir miyiz? Cevap evet!

Cinsiyet eşitsizliği iklim değişikliği ile birleştiğinde karşımıza kara bir tablo çıkıyor; eşitsizliği körükleyen ve uçurumu derinleştiren bu durum karşısında en çok kadınların ve kız çocuklarının  hayatı ve güvenliği, geçim kaynakları ve sağlığı tehdit altında.

Geçmişe dönüp verilere baktığımızda görüyoruz ki, iklim değişikliğine dair konuşmalarda kadının adı yok! Örneğin, ilk İklim değişikliği Konferansı (“COP”) toplantılarında cinsiyet eşitliği, kadın gibi kavramlar gündeme dahi girmemiş.  Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (United Nations Framework Convention on Climate Change) (“UNFCCC”) nezdinde ilk iklim konferansı (COP) ilk olarak 1995 yılında toplandığında ‘cinsiyet eşitliği’ kavramı tartışma konusu dahi olmadığı gibi, 2001 yılına değin herhangi bir  COP kararında dahi yer almamış. UNFCCC organlarının cinsiyet eşitliği gündemine ilk olarak yer verişi 2012 yılında “cinsiyet dengesi hedefi” kavramı ile olmuş. İki yıllık Lima Cinsiyet İş Programı ise 2014 yılında benimsenmiş ve sözkonusu programın süresi 2016 yılında 2 yıl daha uzatılmış. 2018 yılına gelindiğinde ise Cinsiyet Eylem Planının kabul edildiğini, ardından 2020 yılında geliştirilmiş Lima Cinsiyet İş Programı ile Cinsiyet Eylem Planının duyurulduğunu görüyoruz.

İklime dair verilen kararlara baz olan alışılagelmiş veri setlerinde cinsiyete dair verilerin olmayışı UN Women’i COP konuşma metinlerini analiz etmek için harekete geçirdi, böylelikle hangi ülkelerin konuşma metinlerine cinsiyet perspektifini dahil ettiği de UN Women tarafından ortaya çıkarıldı.

UN Women’in çalışması ile 200’den fazla konuşma metni incelenmiş. Ülkelerin, bölgesel ve uluslararası kuruluşların temsilcilerinin farklı dillerde yaptığı ve son 3 COP toplantısında (COP 24 ile COP 26 arasında) yapılan  toplam 367 konuşma metni içinden ingilizce versiyonu da bulunan 201 konuşma metni incelemeye alınmış. 

Analiz için, cinsiyet ile ilgili 260 anahtar kelimeden oluşan ve iklim adaleti için Eylem Koalisyonu ile COP 21’in “Ulusal politika belgelerinde istatistiklere dair  ölçme referansları” adlı makaleyi  baz alan  araştırmasına dayanan veri seti geliştirilmiş. Cinsiyet ile ilgili anahtar kelimlerden bazıları şöyle: 

Gerçekleşen son 3 COP’ta sadece 26 ülkede ve bölgesel kuruluşta cinsiyete dair referanslara rastlanmış. Ortalama katılımcı ülkelerin %16’sını teşkil eden toplam 32 konuşma metni içinde cinsiyete ilişkin anahtar kelimelerin yer aldığı belirtilmiş. Bazı ülkeler COP’lar sırasında aynı söylemleri tekrar ederken, sadece 26 ülkenin ve bölgesel kuruluşun cinsiyet ile ilgili konuşmalar yapıldığı görülmüş.

Hangi ülke istikrarlı bir şekilde cinsiyet konusunu dile getirmiş?

Santa Lucia, son 3 COP’ta cinsiyet ve iklim eylemi konularını istikrarlı bir biçimde dile getirmiş. ASEAN, Nepal, Sri Lanka, Gana gibi ülkelerin de son 2 veya 3 COP’ta nispeten istikrarlı konuşmalar yaptığına rastlanmış. Konuşmalarında cinsiyet kavramın en az bir kez değinen ülkeler, COP24 sırasında Uganda, Nepal, Hindistan; COP 25 sırasında Sri Lanka, Santa Lucia, Nijerya, Nikaragua; COP 26’da ise İzlanda olmuş.

 

Bu ülkeler ne hakkında konuşmuş? 

COP 24’te adaptasyon, uygulama ve finans üçgeninde konuşulurken “cinsiyet”, “gençler” ve “iklim katılımcılığı” kavramları konuşulmuş.

COP 25‘te “iklim ve cinsiyet eylemi”, “cinsiyet uçurumu, ölüm oranları ve kapasite geliştirme”, “cinsiyet eylemi, mekanizmalar, politikalar, uygulamalar ve finans” kavramları konuşmalarda yer almış.

COP 26’da ise, “iklim adaleti ve insan hakları”, cinsiyet eylemi, uygulama, stratejiler, finans”, “kadınlar ,çocuklar, toplulukların önemi” konuşulan kavramlar olmuş.

 

Mesajlar olumlu mu, olumsuz mu?

Bir mesajın çerçevesini nasıl çizersek, mesajın nasıl anlaşılacağı da öyle belli oluyor. Cinsiyet kavramı söz konusu olduğunda hemen yanında kullanılan  “savunmasız”, “kritik”, “olumsuz”, “kötüleşen” gibi terimlerin COP 24’ten COP 26’ya kadar her yıl azalmaya başladığı görülmüş. Bununla beraber, COP 24 ile COP 25 arasında cinsiyete dair olumlu önermelerde bulunan “destek”, “iyi”, “sürdürülebilir” gibi terimlerin arttığını ve fakat COP 25 ile COP26 arasında, muhtemelen pandemi yüzünden bu terimlerin daha az kullanıldığı tespit edilmiş.

İklim değişikliği ile ilgili cinsiyete dayalı perspektifler gündeme girmeye başlıyor mu?

Dünyada değişime dair çağrılar giderek artarken, paylaşılan bu veri analizi cinsiyet ile iklim değişikliği arasındaki bağlantıyı anlatan söylemlerin nasıl da yavaş yavaş arttığını ortaya çıkarıyor. 2022 yılının Kadının Statüsü Komisyonu (CSW)’nun 66.oturumunda  tarafların mutabakatı ile yapılacak çalışmaların cinsiyet – çevre eksenine odaklanması ile karar vericilerin zaman kaybetmeden eyleme geçmesinini sağlayacak bir fırsat da oluştu.

 

“Cinsiyet” kavramının belirtilmesi neden önemli?

Yapılan son verilerin ışığında, iklim değişikliği ve afetlerin  çocuk yaşta yapılan evliliklerle, ergenlik çağı doğumlarıyla, kadınlara şiddetle ve kadınların  ücretsiz çalışması ile doğrudan ilgisi var.

Kadınlar ve kızların iklim değişikliği bağlamındaki gereksinimleri dünya liderleri tarafından göz ardı edildiği takdirde, cinsiyet ve çevre ekseninde gerçekleşen bu problemler de kolaykolay çözüm bulmayacak. Kadınlar ve kızlar iklim krizinin yükünü üzerlerinde taşıyor, eşitlikçi ve sürdürülebilir ekonomilerin anahtarını ellerinde tutuyor ancak yine de finansa erişimde zorlanıyorlar. Cinsiyet eşitliğinin sağlanması, iklim değişikliği ile başa çıkmada önemli bir strateji olarak ortaya çıkıyor. Bununla beraber, kadınların ve kızların bulundukları her ortamda karar verme süreçlerine herhangi bir engele maruz kalmadan, kapsayıcı bir anlayışla  katılmaları yoluyla iklim değişikliği sorunsalına  çözüm getirmek mümkün olacak; karar verme ve çözüm süreçlerine kadınların ve kızların  da dahil edilmesi stratejik anlamda büyük önem taşıyor. 

Birleşmiş Milletler  Kadın Birimi (“UN Women”)  2022 yılının temasını, “ Sürdürülebilir bir gelecek için bugün cinsiyet eşitliği” olarak ilan etti. 2022 yılında, Kadının Statüsü Komisyonu’nun 66. oturumunun  (“CSW 66”) “öncelikli tema”sı da iklim değişikliği, çevresel ve afet risk azaltımı politikaları ile cinsiyet eşitliği ile kadın ve kızların güçlendirilmesinin birbirleri ile bağlantılı konular olarak çözüme kavuşturulmasını sağlanmaktı. Kadının iklim kriziyle mücadelede etkin rolde olmasını sağlamak için alınan uluslararası kararlar çok önemli be belirleyici olsa da, kadının güçlendirilmesi konusundaki iradenin ulusal politikalara ve eylem planlarına da dercedilmiş olması gerekiyor. İklim krizinin çözümünde kadının adı olduğu oranda başarma ve dayanıklı olma şansımız da artacak!

Araştırmayı okumak için