Moda Dünyası Neden Etki Yaratmak Üzerine Yapılanmalı?

Kategori: Etki Yatırımı Tarih: 20 Ekim 2020
2

Moda sektörü pandemi sürecince dünya çapında farklı aşamalarda etkilendi ve son on senedir gündeme gelen ve göz ardı edilen tüm kırılganlıklar yüzeye çıktı. Fabrikalarda durdurulan siparişler, maaşlarını alamayan çalışanlar, depolar dolusu mevsim dışı kalan koleksiyonlar. Artık değişim kaçınılmaz. Henüz tüm bu değişimin etkilerinin tedarik sürecine, tüketime ve iş modellerine yansımasının başındayız ancak değişim çok hızlı. Sadece Nisan, Mayıs ve Haziran 2020 de dünya çapındaki moda tedarik zincirinden 16,2 milyar dolarlık sipariş iptali (The Guardian 8 Ekim 2020) ile sektördeki ekonomik kayıp ile birlikte, halihazırda yaşanan olumsuz sosyal ve çevresel etkiler katlanarak artmış oldu. Bu üretimlerin çoğu atık olarak sistemde atıl kalacaklar veya yakılacaklar.

Moda kişiselliğin anlam kazandığı, sanat ve bilimin buluştuğu, politika, müzik ve sevgi ile iç içe gelişen ve kişisel değerlerin toplum ile paylaşıldıkça toplumun davranışlarını şekillendiren harika bir araç. Günümüz dünyasında ekonomik, çevresel ve sosyal olguların, sorunların ve olasılıkların bir araya gelebildiği ve kitle etkisi olabilecek çok önemli bir sektörden söz ediyoruz.

Giysilerimizdeki hammaddelerin üretim metodları modanın çevresel etkisi açısından kritik süreçleri tanımlıyor ve su tüketimi, pamuk gibi doğal hammaddelerin üretiminde kullanılan ve toprağa geçen zehirli ilaçlar, petrol bazlı sentetik elyafların üretimi ve kullanılması gibi, birçok aşamada değerlendirilmesi gereken konular olarak karşımıza çıkıyor. Tüketilen giysilerin %15 ten az bir kısmı geri dönüşümde kullanılıyor ve bu %15’lik kısmın sadece %1’lik kısmı giysi olarak geri dönüşüyor. Ellen Mc Arthur Vakfı’nın “Modayı Döngüsel Yapalım” raporunda, geri dönüşüm yapılmadığı için moda sektöründe senelik 500milyar USD’lik bir değer kaybı olduğu belirtiliyor.

Tekstil ve giyim sanayi yatırımlarının sektörün geleceğini değerlendirirken uyumlanmaları gereken alanlar olduğunu ve tüketicinin beklentilerini de iyi okumak gerektiğini belirtmek doğru olacaktır. Avrupa Birliğinin üzerinde çalışmakta olduğu Avrupa Yeşil Mutabakatı konusunda, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının iş süreçleri ile buluşması ve özellikle sistem değişimine yönelik dijital yenilikler konusunda sadece uyum çalışmaları değil aynı zamanda da lider olmak üzere hedefler koymak ve yatırımları bu alanlara yönlendirmek sektörün geleceğini belirleyecektir.