Etkiyap olarak, COP27’ye katıldık ve onlarca pavilyon ziyareti yaptık, gözlemledik, dinledik, not aldık. İklim eylemi için ne yapılması ve nasıl yapılması gerektiğini konuşmak için, dünyanın her yerinden gelen binlerce insan, değişimin kaçınılmaz olduğunu savunuyor.
Küresel krizlere gark olmuş durumdayken daha iyi bir dünya, daha iyi bir gelecek için dünyada değişimi nasıl gerçekleştireceğiz? Gelişme için değişim kaçınılmaz ancak sorunları gidermek için olmasını planladığımız değişimi gerçekleştirip gerçekleştirmediğimizi nasıl anlarız?
Cevap veriyorum: sağlamayı vaad ettiğimiz veya planladığımız değişimin etkisini ölçerek! Yoksa nereden bileceğiz harcadığımız para, zaman, emek gerçekten de hedeflediğimiz değişimi sağlamış mı? Kimin için ne değişmiş? Değişmiş de ne olmuş? Bir katma değer sağlamış mı? Peki, kanıtımız var mı?
COP 27’nin ilk haftasında işte bu soruları cevapladığımız Etkiyap paneline ev sahipliği yapmaya gittik. Etkiyap’ın son 2 yıl içinde sosyal etkisini ölçtüğü 3 farklı projenin ve uluslararası bir platformun kadının güçlendirilmesi teması çerçevesinde sağladığı değişimi ve iklim eylemine katkısını anlatmak için sahnedeydik.
Küresel krizler giderek daha çok, hem de ta evimizin içinde, birey düzeyinde hissedilmeye başlandı. Eskiden hükümetler arası toplantılarda devlet temsilcilerinin ve politika yapıcılarının konuşmasını beklediğimiz konular artık günlük hayatımızda hepimizin tartışıp konuştuğu bir mesele haline geldi. Bunun nedeni, küresel sorunların çözümünde artık her paydaşın bir potansiyel taşıması ve en önemlisi hepimizin, ister birey olarak ister kurum olarak bu çözüme kolektif olarak katkı verebileceğimiz gerçeği.
İklim kriziyle ilgili de durum farklı değil. UNFCCC’ye göre iklim eylemi ancak ve ancak tüm demografilerin bu soruna odaklanması ve ortak çözümler üretmeye başlaması ile mümkün. Bugüne dek üretilmiş çok sayıda araştırma raporu bize kadınların iklimle bağlantılı risklere, diğer demografilere göre daha fazla maruz kaldığını söylüyor. İklim krizi kadının eğitimini, iş hayatını, sağlığını sekteye uğratıyor ve onu mağdur ediyor. Ancak kadının güçlendirildiği toplumlar, iklim krizine daha dayanıklı hale geliyor. Kadının eğitime erişimi, yeni yeteneklerle donatılması, meslek kazandırılması, finansmana erişimi adeta kilidi açan birer anahtar.
İklim eylemi bağlamında baktığımızda, kadının güçlendirilmesi için yapılan her yatırım, kadınlar için mülkiyet haklarının güçlendirilmesi ve karar mekanizmalarında yer almaları, kadınlar tarafından yönetilen sürdürülebilir çözümlerin öne çıkarılması, tarım alanında kadınların kaynak yönetimi ve gıda üretimi faaliyetlerini sürdürmesi anlamına geliyor. Kadını ekonomik ve sosyal olarak güçlendirdiğimiz ölçüde, iklim krizi gibi devasa sorunlarla baş etmeye başlayabiliriz.
Etkiyap paneli, iklim dayanıklılığı için kadınların güçlendirilmesi nasıl pozitif bir etki yaratıp da değişimi sağlar konusunda güzel bir tartışma ortamı yarattı. Yapılan sosyal yatırımlarla kadınların güçlendirilmesi ve oluşan değişimi anlatmak önemliydi elbette. Ancak daha önemlisi, bu sosyal yatırımların konusu olan kadınların hayatında nelerin değiştiğini, zihniyetin nasıl değiştiğini ve toplumdaki algıyı nasıl değiştirdiklerini ölçüm sonuçlarına bakarak anlamaktı. Anlatılan değişim hikayesinin kanıtla desteklendiği, kendini ispat eden üç başarılı girişimin iklim eylemine katkısını ve küresel bir kurumun iklim eylemine katkılarını dinledik.
Etkiyi Ölçmek Ne Fark Yaratıyor?
Etkiyap İcra Kurulu Üyesi ve Brika Sürdürülebilirlik Kurucu Ortağı Gülin Yücel, Etkiyap’ın ölçüm konusundaki yaklaşımını anlattı. Panelde yer alan ve etki raporları dış denetimden geçerek onaylanan üç proje de yapılan yatırımlarla yaratılan sosyal etkiyi kanıtlarıyla ortaya koyuyor. Bu raporlar, para cinsinden yapılan her birim yatırımın kaç birim sosyal etki yarattığını gösterirken, bir yandan da kaynakların nasıl yönetildiğini gösteriyor ve sonraki yatırım planlaması ve/veya ölçeklendirme için gerekli kritik veriyi sağlıyor. Bu veri, yatırımı yapan kurum için önem taşımakla birlikte, sosyal bir konuya eğilmesi ve ilgili SKA’lara dokunması itibar aynı zamanda o spesifik alanda yapılmış bir çalışma olarak da güvenilir verileriyle birlikte referans verilebilecek iyi bir vaka analizine dönüşüyor.
Yılda 39.000 Kadına Mikrokredi
Gülin Yücel, Etkiyap’ın ölçtüğü ve dış denetimden geçen Türkiye Grameen Mikrofinans Programı’nın (TGMP) ‘Kadınlara Mikrokredi’ projesinin sonuçlarını da paylaştı. Tam 20 yıldır Türkiye’nin 7 bölgesinde, 64 ilde yılda ortalama 39.000 kadına ulaşan programın sağladığı mikrokredinin, kadınların hayatında ne değiştirdiğini anlattı. Ticari kredi almak için gereken teminatı ve banka hesabı dahi olmayan kadınların aldıkları mikrokredinin dönüş oranının %100 olması bir yana, kadınların sosyal statülerindeki değişim ve eve ekmek götüren hane bireyi haline gelmeleri projenin ilk göze çarpan sonuçları. Etki raporuna göre, proje sayesinde katılımcı kadınların %83’ü finansal okur yazar haline gelmiş, %72’si finansal problemlerini çözebilir hale gelmiş, %81’inin sosyal iletişim ağı genişlemiş, %76’sının mesleki yeterliliği artmış, %85’inin duygusal esenliği iyileşme göstermiş. Bir diğer sonuç da gelir elde eden kadınların gelirlerini, iaşe giderlerini karşıladıktan sonra tercihen çocuklarının eğitimi için harcamaları. Kadının mikrokredi ile desteklenmesi yatırımı, istenilen değişimi sağlamış ve sağlamaya devam ediyor.
Kadın Çiftçi Kredisi
Tekfen Vakfı Genel Müdürü Dorottya Maria Kiss Kalafat da ‘Kadın Çiftçi Kredisi’nin ölçüm raporu sonuçlarını paylaştı. Tarımda kadınların vasıfsız iş gücü olmalarının ötesinde katma değerli bir paydaşa dönüşmesini hedefleyen proje, kadınların yaratıcılıklarını ve girişimciliklerini ortaya çıkarırken, 17 SKA’nın 8 tanesine doğrudan ya da dolaylı etki ediyor. Projeye katılan 155 kadından 15’i ilk kez tarım faaliyetleri ile tanışmış. Bu projenin yarattığı değişime göz atarsak; kadınlara sağlanan mikrokredi ile her sene ektikleri ürünü her zamankinden daha fazla miktardave çeşitlilikte ürün ektiklerini, ek tarım alanları yarattıklarını, daha çok gelir ve tecrübe elde ettiklerini ve özgüvenlerinin arttığını görüyoruz. Yatırılan her 1 TL’nin sosyal getirisi 6.47 TL değerinde. Bundan sonra projeyi ölçeklendirmek, daha çok kadına ulaşmak ve daha geniş bir bölgeye projeyi yaymak için rapor ike tespit edilen SROI oranı, önemli bir referans niteliğinde. Kaynağı doğru yönetmek, sonuçları veriye dayalı olarak tahmin etmek ve projenin etkisini artırmak, yatırımın sosyal getirisi oranı ile mümkün olabilecek. Böylece yeni paket projeler, çilek üretimi, arıcılık, endemik meyve/sebze üretimi gibi faaliyetler hayata geçecek. Kadınların, tarımda ekonomik olarak güçlenmesi sayesinde tarımın dönüşmesi, kırsal kalkınma ve gıda güvenliği güvence altına alınarak, iklime daha dayanıklı bir toplum haline gelebiliriz.
‘Kadın Elinden Çocuk Kalbine’ Örgü Bebek Projesi
IGA Istanbul Havalimanı Sürdürülebilirlik Müdürü Orhan Gül, 2016 yılından bu yana ‘Sosyal Yatırımlar Programı’çerçevesinde yürüttükleri projeleri etkin paydaş katılımı, sürdürülebilirlik, kadının güçlendirilmesi, çevre bilincinin artırılması ve şeffaflık gibi değerler üzerine kurguladıklarını anlattı. Program içinde yer alan “Kadın Elinden Çocuk Kalbine” adlı örgü bebek projesi, IGA Istanbul Havalimanı’nın diğer sosyal yatırımları gibi havalimanı etrafındaki yerel toplulukları hedef kitle olarak seçmek suretiyle ihtiyaç sahibi grupların desteklenmesi ve kadınların sosyo-ekonomik hayata katılımlarının sağlanması temaları üzerine kurulmuş. SKA 5, 8 ve 10. maddelerine doğrudan dokunan proje çerçevesinde ‘amigurumi tekniği’ eğitimi alan kadınlara eğitim sonrasında uluslar arası bir standart olan CE sertifikasını ürünlerinin etiketlerinde kullanmaları imkânı da sağlanıyor. Ürünler kalite kontrolden geçtikten sonra Istanbul Havalimanı içinde bulunan Duty Free işletmecisi Unifree şirketi ile yapılan anlaşma çerçevesinde, havalimanı içindeki gümrükten muaf mağazalarda satışa sunuluyor. Bu proje, hane halkı geliri ortalama asgari ücret kadar iken, projeye dahil olan kadınların asgari ücretin %10 oranında ek kazanç elde etmelerini sağlarken, projeyi organize eden kadın girişimci ise aylık bazda asgari ücretin 1.5 katı oranında ek gelir sağlıyor. Bu sosyal yatırımın etkisini ölçen IGA Istanbul Havalimanı bundan sonrası içinde bölgede projeyi yaymayı ve daha çok kadının girişimci olmasını hedefliyor.
Globesight: İklim Değişikliği, Küresel Sağlık ve Cinsiyet Eşitliği Ekseninde Küresel İş Birlikleri
Globesight Kıdemli Danışmanı Duygu Ercan Mörel iklim değişikliği, sağlık ve kadının güçlendirilmesi alanında dünyada öne çıkan girişim ve trendleri yakından izleyerek paydaşları için stratejik yol haritaları oluşturan bir kuruluş olarak, sektörler arası ve uluslara rası iş birlikleri yoluyla konuları tartışmaya açtıklarını ve veri bazlı raporlama yaptıklarını anlattı. UNHCR liderliğinde 2019 Küresel Mülteci Forumu’nda (Global Refugee Forum) 200 paydaşla birlikte enerji, cinsiyet eşitliği ve yerinden edilen toplulukları konu alan ‘Clean Energy Challenge’ girişiminde kurucu olarak yer alan Globesight, şimdi de çalışmaları çerçevesinde oluşan girişimleri ölçeklenebilir projelere dönüştürmek üzere 2023 yılında gerçekleşecek Küresel Mülteci Forumu’na götürecek.
Globesight’in bir diğer girişimi, 2018-2021 yılları arasında Türkiye’de kurulan SDG Impact Accelerator (SDGia)’ya stratejik destek vermek oldu. SDGia çerçevesinde yerel ve küresel teknoloji geliştiricilerini, Türkiye’deki mevsimlik tarım işçilerinin kullanımına sunulmak üzere temiz, taşınabilir, yenilikçi tuvalet sistemlerini geliştirmek üzere bir araya getirdiler ve ortaya çıkan çözümlerin Kilis’te, Belediye ile ortaklık içinde uygulanmasına katkı sağladılar. Projeler arasında atığı buharlaştıran tuvalet, kompost edilebilir tuvalet torbası ve çevre dostu tuvalet gibi çözümler yer aldı. Yetersiz tuvalet ve dolayısıyla yetersiz sanitasyonun dünyadaki bulaşıcı hastalıkların %80’ine neden olduğunu, kadınların %20’sini eğitimden yoksun bıraktığını, hatta tuvalete erişiminde kısıtlılık nedeniyle kadınların %50’sinin cinsel tacize açık hale geldiğini veriler söylüyor. Globesight, UN Women’in cinsiyet eşitliğini dijital ve finansal platformlara taşıman taahhüdünün bir uzantısı olarak ‘Pakistan Fintech Network’ ve ‘Pakistan Business Council’ ile işbirliği yaparak iklim krizine yenilikçi çözümler üretmeye çalışıyor.
Giderek daha çok maruz kaldığımız iklim kriziyle baş etmek için hiç kimseyi geride bırakmadan ve herkese dokunarak gereken değişimi sağlamak kolay değil, ancak imkânsız da değil. Bu değişimi gerçekleştirirken veri toplamak, veriyi işlemek, etkiyi ölçmek, kanıta dayalı aksiyon almak bir o kadar önemli. Hangi proje veya yatırımla olursa olsun, istediğimiz değişimin veri ve kanıt bazlı olması fark yaratıyor.