Sosyal Etki Tahvilleri (SET) ve Kalkınma Etki Tahvilleri (KET), risk-getiri-etki denkleminin unsurlarını en net şekilde bir araya getiren enstrümanlar arasındadır¹.
Günümüzde 32 ülkede uygulamada olan 190’dan fazla SET ve KET bulunmaktadır. Bu finansal enstrümanların cazibesi ve yarattıkları etkinin arkasındaki güç, sosyal ve çevre sorunlarını yatırım fırsatlarına çevrilebilmeleridir.
Yatırımcılar için sosyal fayda ve getiriye ek olarak, politik ve ekonomik piyasa çalkantılarından etkilenmeyen bir varlık sınıfı olmaları da, portföylerini dengelemek isteyen varlık yöneticileri ve yatırımcılar için, bu tahvillerin diğer bir ilgi çekici özelliğidir.
Sonuç Odaklı Finansman modellerinden olan SET, ilk defa 2010 yılında İngiltere’de denendi. Bu ilk tahvilin konusunda “One Service” isimli program vardı. Programın amacı 12 ay veya daha az süre hapis yatmış genç erkek mahkûmların tahliyeleri sonrası tekrar suç işleme ve hapishaneye geri dönüş oranlarını düşürmekti.
Bu genç insanların tekrar hapishaneye dönmeleri, ciddi olumsuz sosyal ve maddi etkilere sebep vermeye devam edeceğinden, tekrar suç işleme oranın başarılı bir şekilde düşürülmesi olumlu faydalar sağlayacak, olumsuz birçok etkiyi ortadan kaldıracak, gençler topluma kazandırılacaktı. Bu edinim kamu için sosyal faydanın yanında maddi tasarruf da sağlayacaktı.
Bahsettiğimiz SET kapsamında özel sektör ve vakıflar tarafından programın fonlanması için 5 milyon GBP yatırım sağlandı. Yapılan anlaşmaya göre, program sonucunda yeniden suç işleme oranı, bir kontrol grubu ile kıyaslandığında, %7.5 oranında düşer ise, yatırımcılar ana paralarının tamamını geri alacaklar; bu oran %7.5’un altında olur ise, bu deneme programında, yatırımlarını kaybetmiş olacaklardı. Fakat diğer taraftan başarı oranının %7.5’un üzerinde olması durumunda önceden belirlenmiş eşiklere uygun şekilde finansal getiri sağlayacaklardı. Programın sonucunda yeniden suç işleme oranı %9.7 düştü ve bu yatırımcılar için yıllık %3.1 bir getiriye tekabül etti. Tahvilin getirisi normal finansal piyasada alınan riske göre çok yüksek olmasa da daha öncesinde hibe olarak bu programlara para veren vakıf ve yatırımcılar için oldukça cazip bir kazanç sağlamış oldu. Geleneksel filantropi kapsamında hibe olarak verdikleri ve geri gelmesini beklemedikleri anaparaları %3.1 getiri ile tekrar kasalarına dönmüş, yeni benzer programları fonlamaları için kaynaklarını yenilenmişti. Kamu tarafından bakıldığında ise, yatırımcılara ödenen finansal getirinin maliyeti de dahil olmak üzere, programın bedeli yapılan tasarrufların %50 ile %30 altında kalmıştı.
Neticede, tahliye olan mahkûmlar, onların olası zarar vereceği mağdurlar, toplum, kamu ve yatırımcıların hepsi sonuç odaklı ve teşvik mekanizmaları doğru kurulmuş bu sistem sayesinde riski paylaşarak birlikte sosyal ve finansal kazanç sağlayabildiler.
SET’lere her ne kadar tahvil desek de, aslında finansal piyasalarda aşina olduğumuz tahvillerden oldukça farklılardır. Bir SET’in temelinde üç ana oyuncu vardır : (1) hedeflenen sonuçlar için ödeme yapmayı taahhüt eden bir kurum (genellikle bir kamu kurumu), (2) sonuçların elde edilmesi için finanse edilecek programı uygulayacak bir kurum (genellikle bir STK veya sosyal hizmet sağlayıcı şirket), ve (3) bu programı başarılı olması durumunda bir getiri elde edecek şekilde önden fonlayacak bir yatırımcı veya yatırımcı grubu. Bu üç oyuncu dışında başka dış oyuncular da olabilir. Bağımsız bir denetçi olması programın şeffaflığı, sonuçların bağımsız bir şekilde tespiti ve doğrulanması için olmazsa olmazlarındadır. Kamunun, STK’ların ve özel sektörün aynı dili konuşarak uzun vadeli bir işbirliğine girmesini sağlamak için genellikle SET’ler, kamu programları, finansman ve özel sektör deneyimini birlikte sunabilen danışman şirketler tarafından tasarlanmakta ve koordine edilmektedir. Bu danışmanlar adil, hesap verebilir yapıların kurulmasını hızlandırır, ve uygulamasında da tüm tarafların rahatlıkla ulaşabileceği bir koordinatör, takipçi ve raporlayıcı rolünü üstlenirler.
One Service programının mahkûmlar üzerindeki etkisi üzerine bir çok akademik çalışma var, fakat bunlar bu yazının konusu dışında (bkz[2]). Programın sosyal başarısına ek olarak bu programın bir SET ile finanse edilen ilk program olması ayrıca bir başarı olarak kabul ediliyor. Bu pilot SET’in bağımsız değerlendirilmesi ve uygulanmasında edinilen öğrenimler RAND Europe tarafından programın yakından incelendiği bir raporda tespit edildi³. Program her ne kadar İngiltere’ye mahsus o zamanki mevzuata göre tasarlanmış olsa da, SET uzmanlarınca bu pilot projenin öğretileri ileride SET ile programlarını hayata geçirmeyi düşünen kamu kurumları ve yatırımcılar için geçerliliğini korumaktadır.
Bu tespitler arasında öne çıkanlardan bazıları şöyle:
- SET pilotu özünde başarılı olmuştur. Bir kamu programı, özel sektör yatırımı ile, beklenen sonuçları sağlamıştır. Kamunun arzu ettiği hedeflere kendi imkanları ile fonlamasına kıyasla daha ucuz bir maliyet ile ulaşılmıştır.
- SET yenilikçi, bilimsel ve delile dayanan programların oluşturulması ve başarılı bir şekilde uygulanması için ilgili taraflara ihtiyaç duyulan teşvik mekanizmalarını sağlamıştır.
- SET ile fonlanan program, SET dışı programların da kendilerini geliştirmelerini ve sonuçlarını iyileştirmelerini, işbirliklerini artırmalarını teşvik etmiştir.
- SET’in performans odaklı yaklaşımı, performans ölçümünün denetçiler tarafından doğrulanmış nesnel verilere dayanması, başka sosyal programlarda da benzer performans odaklı yaklaşımın, veri toplamanın ve verilere dayanarak programlarda geliştirmeler yapılmasının benimsenmesine vesile olmuştur.
- Programın başarısında SET’in koordinatörü olarak faaliyet gösteren kişinin yapıcı, işbirlikçi ve şeffaf yaklaşımı tüm paydaşların birbirleri ile bilgi paylaşarak ortak sonuca elbirliği ile ulaşmaya çaba sarf etmelerinde çok önemli bir rol oynamıştır.
SET ve KET mekanizmaları ile fonlanan sosyal ve çevresel programların sayıları gittikçe artmaktadır. Ekonomik büyümenin kamunun elindeki problemlere yeni çözüm getirmek bir yana, problemlerin boyutlarını artırdığı günümüzde özel sektörün finansman, performans takibi, yenilikçi yaklaşımları ve kendisine özgü yetilerinin bu problemlerin çözümünde kullanılması daha da önem kazanmıştır. SET ve KET fonlama modelleri bu tür işbirlikleri için uygulanabilir ve hesap sorulabilir etken modeller sunmaktadır.
Devam edecek…
[1] Cohen, Ronald. Impact, Ebury Publishing, 2021
[2] https://www.russellwebster.com/final-evaluation-of-peterborough-prison-pbr-pilot/