Milenyumu kutlamamızın üzerinden 25 yıl geçti. 2000 yılında bir ilkokul çocuğu olarak milenyumu yepyeni bir dönem olarak hayal ediyordum. O sene yeni yıl kutlaması için ne kadar heyecanlı olduğumuzu hâlâ hatırlıyorum; okulda panolar uzay ve robotlar görselleriyle doluydu. Geri dönüp baktığımda, milenyum bize sunduğu kimi vaatleri yerine getirdi, ancak bir alanda dünya çapında sorunun büyüklüğü baki kaldı: Sermayeye erişimde cinsiyet eşitsizliği.
Sermayeye Erişimde Sistemik Cinsiyet Eşitsizlikleri
Bir hayalimizi gerçekleştirmek için kolları sıvadığımızda hem zamana hem emeğe ama en çok da paraya ihtiyaç duyarız. Sermayeye erişimimiz bizim kontrolümüz dışında kalan ve çoğunlukla içine doğduğumuz pek çok farklı koşul tarafından belirlenir. Bunlar arasında doğduğumuz aile, yaşadığımız ülke, sahip olduğumuz eğitim fırsatları, sağlıklı ve istikrarlı bir çevre içinde yaşayabilmemiz ve en önemlisi, ırkımız ve cinsiyetimiz yer alır.
Aradığımız sermaye türü farklılık gösterebilir. Bir köşedeki küçük esnaf dükkânımızı finanse etmek için kredi ihtiyacımız olabilir, işimizi yeni coğrafyalara genişletmek için büyük bir yatırım turuna çıkabiliriz veya sadece günlük ihtiyaçlarımız için bir banka hesabına ihtiyaç duyabiliriz. Cinsiyetimiz, tüm farklı senaryolarda sermayeye nasıl, ne zaman ve ne kadar erişebileceğimiz üzerinde söz sahibidir. Bu yazımda, özellikle erken aşama şirketlerin sermayeye erişiminde gözlemlediğimiz cinsiyet eşitsizliklerini ele alacağım.
Dünya Çapında Veriler Bize Ne Anlatıyor?
Crunchbase verilerine (2020) göre, dünya genelindeki girişim sermayesinin sadece %2,3’ü kadın liderliğindeki girişimleri finanse etti.*
2024 Aralık itibarıyla Pitchbook verilerine göre, Avrupa’da kadın liderliğindeki girişim sermayesi firmaları toplam yatırım sermayesinin %1,8’ini aldı. Hem erkek hem kadın liderler tarafından kurulmuş firmalar sermayenin %18,5’ine erişirken, sadece erkek liderliğindeki firmalar %79,7 ile sermayenin büyük çoğunluğuna ulaştı.*
Bir diğer Pitchbook veri dosyasına göre, ABD’de kadın liderliğindeki girişim sermayesi firmaları toplam yatırım sermayesinin yalnızca %2’sine ulaşırken, erkek ve kadın liderler tarafından beraber kurulmuş firmalar sermayenin %22,4’üne, sadece erkekler tarafından kurulan firmalar ise sermayenin %75,6’sına ulaştı.*
*Bu istatistikler, orijinal kaynaklardaki cinsiyet kategorileri ve dağılımlarına dayanmaktadır.
Çözüm Yolu: Cinsiyet Odaklı Yatırım
Verilere bakarsak sistematik ve çözüme uzak bir sorunla karşı karşıya olduğumuz apaçık ortada.
Cinsiyet Odaklı Yatırım (Gender Lens Investing, GLI), sermayeye erişim koşullarını ve etki hedeflerini yeniden şekillendirerek cinsiyet eşitsizliğine çözüm üretmeyi hedefler.
Küresel Etki Yatırımcılığı Ağı’nın (GIIN) “2024’te Cinsiyet ve Etki Yatırımı” başlıklı raporuna göre, Cinsiyet Odaklı Yatırım’ın tek bir tanımı yok. Bunun yerine, cinsiyet eşitsizliklerini azaltma amacı güden ve benzer nihai etki hedeflerine hizmet eden çeşitli yaklaşımlar bulunmakta. Bu raporun cinsiyet odaklı yatırımı tanımlama şekli, benim de Kanada ve gelişmekte olan piyasalardaki gözlemlediğim çeşitlilik ile uyumlu.
Karşılaştığımız zorluğun büyüklüğüne rağmen, etki yatırım alanındaki değişim öncüleri bana ilham ve cesaret veriyor. Bazı etki fonları, yatırımcıları ve girişimcileri bir araya getirerek kadınlar tarafından kurulan ve yönetilen şirketlere fırsatlar ağı kurmaya odaklanıyor. Diğer bazı fonlar, kadınların hayatlarını daha iyi hale getirecek ürünler veya hizmetler sunan şirketlere yatırım öncelik vermek üzere yatırım kararlarını şekillendiren yeni sistemler kuruyor. Bazı fonlar ise cinsiyet temsilini artırma hedefleriyle tedarik zincirleri kuruyor ya da diğer şirketlerin bu zincirleri kurmalarına yardımcı oluyor.
Cinsiyet Odaklı Yatırım’ın bir uygulama alanı hâline gelmesine katkı sağlayan bu çeşitlilik cesaret verici. Cinsiyet eşitsizlikleri, sistemik sorunların bir sonucu olduğuna göre bu gidişatı durdurmak için birçok farklı yönteme ihtiyacımız olduğu açık. Bu nedenle tek bir tanıma kısıtlı kalmak yerine birden fazla yaklaşımı benimseyerek doğru yolda ilerlediğimizi düşünüyorum. Bazen karmaşık ve moral bozucu olsa da, bu yol anlamlı ve gözle görülür bir olumlu değişime ulaşma olasılığı taşıyor.
2025, Bizim İçin Kritik Bir Yıl
2025, cinsiyet odaklı yatırımlar konusunda konuşmaya, yatırım yapmaya ve dikkatimizi bu alanda yoğunlaştırmaya devam etmemiz gereken kritik bir yıl.
Dünya’da örneklerini gördüğümüz pek çok farklı program, örneğin kadın kuruculara yönelik finansman çalışmaları, mentorluk ve bağlantı kurmaya yönelik gruplar ya da hibeler, sistemik çözümün birer parçası. Bu programlar kimi zaman büyük dikkat çekse de hâlâ hak ettiklerinden daha az bilinirlikleri var. Bu programların varlığı bize kadın girişimlerin bir el üstünlüğü olduğunu göstermiyor. Tam aksine, sorunun büyüklüğü ve sürekliliğini gözler önüne seriyor. Yakın zamanda farklı ülkelerde karşımıza çıkan kimi politik değişimlere rağmen, veriler oldukça açık: Sermayeye erişim bir cinsiyet meselesi. Etki yatırımları, cinsiyet odaklı finansman modelleri tasarlayarak sistemik değişimin yol göstericisi olabilir.
2025’te, cinsiyet odaklı yatırım hakkında okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam edeceğim. Önümüzdeki yazılarımda Dünya’dan örneklerle hayata geçirilmiş etki odaklı yatırım modellerini paylaşmayı umuyorum. Etkiyap’ı takipte kalın, yeni yılınız kutlu olsun!